23 EKİM 2019 ÇARŞAMBA İSTANBUL AT YARIŞI TAHMİNLERİ

Çok yorucu bir mesele oldu bu, ben de birkaç bir şey paylaşıp mümkünse bu tip tartışmaların içinde olmayacağım bundan böyle, zira uğraştığımız bazı konularla çocuklar bile uğraşmaz.
Birincisi ister kabul edin ister etmeyin şu gerçeği değiştiremezsiniz: At yarışı bir spordur, bir insanın atla bütünleşerek yaptığı bir spor( hayvanlara işkenceye dönüştürülmediği müddetçe),
Fakat bu spor üstüne bahis oynamak kumarıdır. İster küçük çaplı oynayın ister büyük çaplı,kumar kumardır. Bahis adı işin kibarlaştırılmış şeklidir.
Şimdi burada bir ayrım yapacağız..
1-) Yarış sektörü :,antrenörü,seyisi,menajeri,jokeyi,yamağı,veterineri,saatçisi,gişe görevlisi,güvenlik görevlisi,bayi sahibi vs.vs. At yarışı binlerce kişinin ailesinin geçimini sağladığı , para kazandığı, maaş aldığı bir sektör.Bu işin bahis tarafı değil, geçim derdi tarafı…İzmir hipodromda bir dostum vardı, “seyisler filan son dörtyüzdeki bariyer dışında atlarının virajı dönmesini beklerler, at yarışa gidiyorsa bazen son dörtyüzü kendi atlarından hızlı koşarlar finişe kadar” derdi şaka yollu..Bu insanların çoğu maaş dışında atlar yarış kazanınca para kazanıyorlar..Atla beraber yatıp kalkanlar var arkadaş yaa..evde kundaktaki bebesine bir ata bakarak , bu işten para kazanarak ekmek götürüyorlar..Tesadüfen de olsa kendi gözlerimle gördüm ben Kuyumciyan’ın karşısında seyislerin tabir yerindeyse titrediklerini..Bu işin emekçisi o kadar çok insan var ki..Ekonomik olarak da çok iyi şartlarda değiller..Bu işin sektörel yönü bu..
2-) Bu işin bir de bahisçi yönü var..Yarış sonuçlarını önceden kestirmeye çalışıp ikramiye kazanmaya çalışan kesim..evdeki geçimin bu işten temin etmeyen kesim..( hoşumuza gitmese de kumar kesimi) Bu kesim sektörün içinde yer alan kesimden sayıca daha kalabalık..

Bizim genel olarak yaptığımız ne biliyor musunuz:

1-) Bahisçi sporcuya söver ,diğer bahis oynayanlar da ona hak verir..Yani spor yapan değil bahis oynayan haklıdır bizim gözümüzde:) Çünkü biz teknik direktörlüğü Fatih Terimden daha iyi, avukatlığı avukattan daha iyi,jokeyliği jokeyden daha iyi bilen bir toplumuz:)
Oysa onlar işlerini yapıyorlar..bahis oynamak ,oynamamak, tercih yapmak,iddiaya girmek senin seçimlerin yarışsever arkadaş..

2-) Oynadığın bahis başarılı olmuyorsa yarış satmakla suçluyorsun insanları..( çok kişiden duydum bunu yıllardır) Habuki o jokeyin sorumlu olduğu bir menajer, bir at sahibi, bir antrenör var..Her şeyden önemlisi akşam eve gittiğinde gördüğü sorumluluğunu taşıdığı bir ailesi var..
Şaibeli yarışlar olduğunu elbette biliyorum ve kabul ediyorum ama çok kolay bir şekilde yarış satmakla koca bir camiayı,insanları suçlamak doğru mu sevgili yarışsever..O yarış satılmadıysa senin yaptığın iftira olmaz mı? Ayrıca şaibeli yarışlar yarış satmaktan başka şekillerde cereyan ediyor..Bir jokey atı getirmiyorsa çıplak gözle bunu feirştahı anlayamaz inanın ..49 yaşındayım 30 yıldır yarışları bir şekilde takip ederim..Bir-iki saniyelik bir hata yarış kaybettirir..iki saniye geç teşvik, atın iki saniye sinmesi, bir an yol bulamayıp kapanma…bunlardan hangisi sahici hangisi mahsus yapılmış olabilir bunu ayırt etmek inanın çok çok güç bir olay..Ama bunun yanında, koluna sakladığı elektro şok aletiyle yakalanan jokey var hipodromlarımızda ..çivili kamçıyla yakalanan jokey..atlara verilen dünya kadar ilaç..ama dikkat edin bunlar kazanma hırsıyla ilgili..Futbolda nasıl hakemin vermediği penaltı,uydurduğu penaltı vs futbolun doğasında varsa bu işin doğasında da bunlar var..

Özet olarak birilerini suçlamadan önce suçladığımız kişinin kaç kişiye karşı sorumluluk taşıdığını bir düşünelim her şeyin kağıt üstünde gözüktüğü gibi olmadığını da bilelim.Hoş bu yazı ya da bu tür anlatımlar bişey değiştirmeyecek biliyorum, golan tepelerinin nasıl bu hale geldiğini mi konuşalım:)
Herkese bol şanslar tekrar, unutmayın burada atomu parçalamıyoruz, kendi aramızda eğleniyoruz..